Devlet hastanelerinde gelmek bilmeyen sıra vatandaşları pahalı olmasına rağmen özel hastanelere yönlendiriyor. DEVA Partisi Kahramanmaraş Milletvekili ve doktor İrfan Karatutlu, özel hastanede başına gelen olayları TBMM’de anlattı. Göğüs ağrısı nedeniyle özel bir hastaneye gittiğini belirten Karatutlu, kendisine sanal göğüs anjiyosu, kalp anjiyosu ve boyun ultrasonu çekildiğini belirtti.
Ücretsiz olduğu için hemoglobine bakmadıklarını öne süren İrfan Karatutlu, bu sebeple kolunda pıhtı oluştuğunu, onu eritmek içinde ilaç kullanıldığını ifade etti. İktidarın sağlık politikalarını eleştiren Karatutlu, yapılan hastanelerin "işletilebilir" olduğundan emin olunması gerektiğini hatırlattı.
Karatutlu'nun "Sadece hükümete destek verdiği için bir sendikayla konuşuyorsunuz. Bu sendikanın adamlarını bilumum yönetici olarak atamak sizi rahatsız etmiyor mu. Hani liyakat, hani ehliyet?" ifadeleri dikkat çekti.
DEVA Partisi Kahramanmaraş Milletvekili ve doktor İrfan Karatutlu'nun paylaşımı şöyle:
ÜCRETSİZ OLAN YAPILMADI
“Önce sanal göğüs anjiyosu sonra da kalp anjiyosu yaptılar, ardından boyun ultrasonu çekildi. İlaçlı anjiyo yapılan kolumda 30 santim pıhtı oluştu, onu eritmek için ayrı ilaçlar verdiler. Beş gün sonra anlaşıldı ki hemoglobine bakmamışlar çünkü ondan para alamıyorlar. Hekim bir milletvekili olarak bunu yaşadım. Kahramanmaraş’a kendi çöplüğüme gittim oradaki doktorum, göğüs ağrısının hemoglobinin 18’in üzerine çıkması nedeniyle oluştuğunu belirledi. Bir ünite kan alıp baksalar, diğer tüm tetkikler yapılmayacaktı.
"LİYAKAT NEDERE?"
El okuma yapalım, şu programınızı hastanenize alın, şunun ihalesini yapın... Perde arkasındaki arkadaşlarımız bu işte çok mahirler. İstek var 9 bin nüfuslu ilçeye hastane yapalım. Yapılsın ama işletilebilir mi? Zamanında Malatya Yeşilyurt’a da hastane yaptılar işletemediler. Niye meslek kuruluşları, bilim insanlarıyla konuşmuyorsunuz? Sadece hükümete destek verdiği için bir sendikayla konuşuyorsunuz. Bu sendikanın adamlarını bilumum yönetici olarak atamak sizi rahatsız etmiyor mu. Hani liyakat, hani ehliyet?"
