İnsanlığın gözü önünde bütün değerlerin katledildiği bu katliamdan sonra bir evrensel ahlaktan söz edilebilecek mi? İnsan hakları beyannamesinin bir değeri ve anlamı olabilecek mi hâlâ? Batılı efendiler dünyanın bu bölgelerine insan hakları ve demokrasi ihraç etmekten dem vurabilecekler mi? “Yarattığı sorunları çözemeyen bir uygarlık yoz bir uygarlıktır, yok hükmündedir, ilkelerini hile ve aldatma uğruna feda eden bir uygarlık ölmekte olan bir uygarlıktır. Ölecekte!
Kendi benliği ve bilincini düşünen rahatlatmak isteyen sömürgeci, öteki insanı bir aptal hayvan olarak görmeye başlar ve nihayet ona bir hayvan gibi davranmaya başlar daha sonra kendisi de bir hayvana dönüşür. Bu sonuç kaçınılmaz.
Geçtiğimiz yıllarda Batılı liderler dış politikalarında değerlerin öncelik kazanacağını, başka ülkelerde yaşayan yurttaşlar için de insan hakları ve özgürlük eksenli etik ilkelere çok daha fazla vurgu yapılacağını ilan etmişlerdi. Sadece boş ve kuru laf. Ve karşılığı olmayacaktır da .!
Bir insan olarak İşe kendi zihin temizliğimizle başlayalım derim ben, önce kendi zihinlerimizi sömürüden arındıralım kurtaralım.
Batı rüyasından uyanarak Batı riyasını görelim. Bu günlerde, ahlakın ve adaletin yanında saf tutalım ve gerçekleri görelim. Anlatalım
Gazze için. Türkiye için. Daha güzel bir dünya için bunu yapalım derim ..
Bir zamanlar huzur, dinlenme ve eğlence merkezi olan Gazze Limanı, bugün İsrail’in saldırılarından ve bombalarından kaçan binlerce Filistinlinin çaresizlik içinde sığındığı bir hayatta kalma kampına dönüştü.
Çadırların önünde yırtık giysili, solgun yüzlü, çıplak ayaklı çocuklar bir parça ekmek ya da biraz su umuduyla dolaşıyor.
Ve dünya seyrediyor.