İstanbul’da adım attığınız her köşede tarihin soluğunu hissedersiniz ama bazı mekânlar var ki zamanı büküyor, sizi içine çekiyor, adeta başka bir boyuta taşıyor. Sirkeci Garı Ambarları, işte onlardan biri.
Yıllar sonra ilk kez kapılarını açmış bu eski gar ambarına adım attığımda, sadece bir sergiye değil, ruhumun en derin köşelerine bir yolculuğa çıktım. 3. Uluslararası Yeditepe Bienali için yeniden hayata dönen bu mekânda gölgeyle ışık kol kola yürümüş, geçmişle gelecek arasında ince bir köprü kurulmuştu.
GÖLGEDE KAYBOLMADIM, KENDİMİ BULDUM
Bienalin teması “Gölge Varsa Işık da Var.” Ne kadar yalın, ama bir o kadar da derin… Eserlerin her biri ayrı bir hikâye fısıldıyor kulağınıza. Hüsnühatla yazılmış bir kelimenin gölgesine bakarken, ışığın kendinize tuttuğu aynayı fark ediyorsunuz. Kimi zaman bir video çalışmasının titreşiminde, kimi zaman bir enstalasyonun sessizliğinde buluyorsunuz o ışığı. Gölgeler korkutmuyor burada, çünkü gölge artık sadece karanlık değil bir varlık, bir anlatı, bir çağrı.
“VAKTİ GELDİ Mİ?” DİYE SORAN BİR MEKÂN
Ambarın taş duvarlarına sinmiş geçmiş, her adımda sizinle birlikte yürüyor. Sergi “Vakti geldi mi?” diye soruyor size… Bence gelmişti. Orada, o an, tam da olması gerektiği gibiydi her şey. 66 sanatçının 27 eseri, ışık ve gölgeyle konuşan, düşündüren, dokunan bir dile dönüşmüş.
Bienalin küratörleri Fatih Ömeroğlu ve Furkan Türkyılmaz, klasik Türk ve İslam sanatlarını alıp çağdaş yorumlarla harmanlamış. Sonuç: Ne geçmişe hapsolmuş bir sergi, ne de geleceğe kör bakan bir kurgu… Tam ortada, kalpte bir yerde duran bir anlatı.
ÜÇ DURAKLI BİR SANAT YOLCULUĞU
Sadece Sirkeci Garı değil, Yedikule Hisarı ve Nuruosmaniye Camii Mahzeni de bienalin diğer iki ayağı. Her biri başka bir hikâye, başka bir ruh hali. Ben ilk önce Sirkeci Garından başladım ve kalbim burada hafifledi.
Üstelik sergiler her gün 11.00–19.00 saatleri arasında ücretsiz gezilebiliyor. Sadece bir kayıt yeterli… İnanın, bu deneyim biletle satılsa, paha biçilemezdi.
GİDİN, GÖRÜN, HİSSEDİN.
Şimdi sıra sizde. Sirkeci Garı’nın gölgelerinde ışığın ruhunda biraz kendinizi bulmaya ne dersiniz? Belki sizin ışığınız da orada bir yerde, sizi bekliyordur…